Gıda Sürdürülebilirlik Endeksi'ne göre Türkiye tarımda sınıfta kaldı

2021 verileri ile oluşturulan Dünya Gıda Sürdürülebilirlik Endeksi'nde ilk üç sırada İsveç, Japonya ve Kanada yer alıyorken Türkiye, dünya ülkeleri arasında ilk 25’e dahi giremedi.

Gıdada sürdürülebilirlik, ülkeler ve dünya için büyük önem taşırken The Economist’in hazırladığı “Dünya Gıda Sürdürülebilirlik Endeksi”nde Türkiye için kritik uyarı niteliğinde olan önemli verilere yer verildi. 2021 verileri ile oluşturulan endekste ilk üç sırada İsveç, Japonya ve Kanada yer alıyorken Türkiye, dünya ülkeleri arasında ilk 25’e dahi giremedi.

Toplamda 78 ülkeyi kapsayan ve gıda kaybı ve israfı, tarım ve beslenme zorlukları başlıkları altında hazırlanan endeks, ülkeleri hem bu başlıklarda hem de genel gıda sürdürülebilirliği açısından puanladı. 100 üzerinden yapılan puanlamada Türkiye’nin ortalama puanı 66 olarak açıklandı. Türkiye, 78 ülke arasında 27. sırada listelendi.

Türkiye’de gıdada sürdürülebilirliğin tablosu içler acısı bir durumda

Paylaşılan verilere göre Türkiye, gıda kaybı ve israfında 69 puan, sürdürülebilir tarımda 60 puan, beslenme zorluklarında da 69 puan aldı. Türkiye, bu puanlarla birlikte 78 ülke arasında gıda kaybı ve israfıyla mücadelede 23. sırada, sürdürülebilir tarımda 60. sırada ve beslenme zorluklarında 29. sırada yer aldı.

Türkiye’nin en düşük sıralandığı sürdürülebilir tarımdaki en büyük sorunuysa su yönetimi oldu. Türkiye, su yönetimi konusunda 100 üzerinden 0 puan aldıBununla birlikte arazi kullanımında 44 puan alırken, üretkenlikten de 4 puan elde etti. Türkiye’nin bir diğer büyük sorunu da beslenme konusundaydı. Ayrıca sürdürülebilir tarıma yatırım fırsatlarında 18 puan elde edebildi. Türkiye, sağlıklı yaşam beklentisinde 77 puan alırken fiziksel aktivitede 48, aşırı beslenmenin yaygınlığında da 23 puan aldı.

Gıda sürdürülebilirlik endeksinde en yüksek puan alan ülkeler:

  • İsveç – 76 puan
  • Japonya – 76 puan
  • Kanada – 75 puan
  • Finlandiya – 75 puan
  • Avusturya – 74 puan

 Gıda sürdürülebilirlik endeksinde en düşük puan alan ülkeler:

  • Madagaskar – 47 puan
  • Nijerya – 47 puan
  • Demokratik Kongo Cumhuriyeti – 48 puan
  • Mali – 49 puan
  • Mozambik – 50 puan

Tarımda gelinen aşama, uygulanan yanlış politikaların bir sonucu. Yeni bir yol haritası belirlenmezse enerji ve teknolojinin ardından tarımda da ithalata uzun yıllar daha bağımlı olacağız demektir.

“Türkiye tarımda kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biridir."

Geçmişten günümüze dillere pelesenk olan bu hormonlu söylemin tam olarak gerçeği yansıtmadığının hepimiz farkındayızdır. Zira hangi veriler ışığında bu bilginin paylaşıldığı ve diğer ülkelerin kimler olduğu belirsiz.

Ancak bilinen bir gerçek var ki  oda şu: Türkiye eskiden tarımda üreten ülke konumunda yer alırken; mercimek, nohut, kurufasulye, bezelye ve bakla başta olmak üzere pek çok ürünün üretimi ve ithalatı konusunda öne çıktı.

Tarım Bakanlığı: Tarım sektörümüz kendi kendine yeterliliğini göstermektedir

Geçmişte ürettiği birçok ürünü ihraç eden Türkiye şimdilerde pek çok kalemi ithal ediyor. Yani kendi kendine yetebilen bir ülke konumundan  ithalata yoğunlaşılıyor bir ülke haline dönüştü.

Fakat Tarım Bakanlığı, bu görüşlerin gerçeği yansıtmadığı iddiasında ve Türkiye'nin hala "kendine yetebilen bir ülke" olduğunu savunuyor. 2022'deki tartışmaların ardından bakanlığın sitesinden yapılan açıklamada, "Tarım sektörümüz kesintisiz olarak üretimi sürdürerek, kendi kendine yeterliliğini göstermektedir" deniliyor.

Hormonlu bilgiler ve gerçeği yansıtmayan bilgiler veren TÜİK ise tarihinde ilk defa, harekete geçilmediği takdirde korkutucu sonuçlarla karşılaşılabileceğine işaret ediyor.

Seçilmiş ürünlerde yeterlilik dereceleri

TÜİK'e göre Türkiye'nin üretimde kendine yetmediği ürün gruplarının başında tahıl, bakliyat ve yağlı tohumlar geliyor. Özellikle soyada kendine yeterlilik yüzde 4,7 oranında. 

Son günlerde tartışmaların odağındaki ayçiçek yağının hammaddesi olan ayçiçeğinde ise kendine yeterlilik yüzde 60'larda kalıyor. Yani yüzde 40'lık bölüm ithalatla karşılanıyor.

Kendine yeterlilik oranları kırmızı mercimekte yüzde 71,7, yeşil mercimekte yüzde 85,3, mısırda yüzde 75,5, kuru fasulyede yüzde 76 ve buğdayda ise yüzde 89,5.

TÜİK: Tahıl ve diğer bitkisel ürünlerin üretimi azaldı, meyve ve sebze üretimi arttı

TÜİK 2022 Bitkisel Üretim İstatistikleri de kritik önemde. Buna göre ülkedeki sebze ürünleri üretim miktarı, bir önceki yıla göre yüzde 1,8 artışla 31,8 milyon ton civarında.

Meyveler, içecek ve baharat bitkileri üretim miktarı ise bir önceki yıla göre yüzde 5,4'lük artışla yaklaşık 24,9 milyon tona ulaşmış vaziyette deniyor inanırsan tabi. 

Üretim miktarlarının tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde yüzde 13,4 azalırken, sebzelerde yüzde 1,8, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde yüzde 5,4 oranında artış gösterdiği söyleniyor. Buna göre üretim miktarlarının 2022 yılında yaklaşık olarak tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 61,7 milyon ton, sebzelerde 31,8 milyon ton, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde 24,9 milyon ton olarak gerçekleştiği belirtiliyor.

"Tarımda acilen yeni yol haritası şart"

Tüm muhalefet partilerine seslenmek istiyorum. Türkiye'nin ivedilikle tarımda yeni bir yol haritasına ve yeni tarım politikasına ihtiyacı var.

Yurtdışından ithalatla karşılanan tüm ürünlerde sorun yaşandığını ifade etmem gerekiyor. Bunları öncelikle buğday, arpa, yem bitkileri, mısır ve hayvancılık olarak sıralamak gerekir. Dünyadaki fiyatlarla girdi maliyetlerinin aşırı yükselmesi ve Türkiye'nin bu konuda yurtdışına bağımlı olması tehlikesine değinmeden geçemeyip, acilen tarımda iç üretimde maliyetleri düşürücü somut ekonomik paketlerinin açıklanıp çiftçi ve üreticilerin borçlarının derhal silinerek gelecek dönemin planlamasının şimdiden yapılması gerektiğini savunuyorum. Tarım alanında ekonomik planlar hayata geçirilmezse içerideki maliyetin daha da artacağı ya da git gide azalan  üretimden çekilen üretici ve çiftçilerin daha da çoğalacağı, üretim yapmak istemeyen çiftçinin sayısının her gecen gün artacağı, üretim alanından çekilmesine neden olacağını ön görmek çok zor değil. Öte yandan Rusya-Ukrayna savaşı öncesinde de pandemi ve kuraklık gibi nedenlerle ithal ürünlerin her geçen gün artacağını ve  daha da pahalı satın alınacağını belirteyim.

Öne çıkan haberler!